14 Mart 2015 Cumartesi

copsuzuzum haydi başla :)

Copsuzum e yardım başladı haydi bloğa yazalım ve sonra okuyalım. Şöyle bir baktımda hep sıkıntı yazıyormusuz ama şu anda nasıl yazı yazacağını anlatma çabası takdire şayan anlama çabası da...

Sukurler olsun sonunda bloga girebildim :))) is yok guc yok dersin biri sabah biri aksam yandaki kafede sabahtan aksama geyik ceviriyoruz.

11 Mart 2015 Çarşamba

yorumsuz...

Neee?
Nasıl yani???
Bir insan başkasının mutsuzluğunda nasıl mutlu olabilir ?
Hatta bu durumdan kendisine pay çıkarıp mutluluğu zirvede yaşayabilir mi?
Nasıl yani bir insan başkasının mutsuzluğu ile mutlu olabilir mi?
Ya çok üzgünüm ama öyle olduğunu ya da olabildiğini gördüm...
Ve o kadar üzüldüm ki...
Mutsuz olan arkadaşım bugün üzüldü ama onu çok daha güzel şeylerin beklediğini düşünüyorum.
Ama diğeri için kısa süreli evet mutlu ama bu dünya etme bulma dünyası,sıra sana da gelir hiç canını sıkma ...
Atasözleri tam da buna uygun valla...
''Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste...''
''Gülme komşuna gelir başına...''
...

10 Mart 2015 Salı

SOrGU

Bulunduğum yeri, yaptığım işi, çevremdeki "diğerleri"ni,  aldığım maaşı sorguluyorum şu sıra çok fazla... Yaşam koçu olmak istediğimi ve de bu işin ben için biçilmez kaftan olduğunu keşfettiğim günden bu zaman sorgudayım. Kendi kendimin koçu olmaya çalışıyorum. Karar vermekle uygulamaya geçmek arasındaki ince çizgide yürüyorum aslında. Şu an yaptıklarım ulaşmak istediğim nokta için bir araç oldu yalnızca...
    

Kendimi sorgulamaktayım şu sıra... Herkesi ve herşeyi sorgulamakta... 

24 Şubat 2015 Salı

sen nasıl bakıyorsun??

Geçen gün bir kez daha anladım ki senin neyi ne kadar bildiğin değil,karşındakinin seni ne kadar anladığı önemli...
Üstelik senin hayata ne kadar geniş pencerelerden baktığın değil karşındakinin baktığı pencere,hatta pencerenin neresinde olduğu hatta ve hatta gözünde taktığı gözlük,biraz daha abartırsam gözlüğün açısı bile çok önemli...
Sen istediğin kadar 
'' bak bu nefes egzersizleri senin için önemli falan '' 
diye anlat, 
karşındaki de 
 ''nefes almak için egzersize gerek yok,ne saçma'' 
diye sevgili yorumlarını hoyratça savursun dursun...
 '' Aman Allah'ım ben burada ne yapıyorum,hayır ben iyi bir şeyler yapmaya çalışıyorum da,kime ne anlatmaya çalışıyorum...''
 Adam oturmuş koltuğunda ,gözüne takmış at gözlüklerini pencereden bakıyor  oysa 
pencereden dışarı kafasını uzatsa daha neler görecek ama sanırım o biraz totosunu zor kaldırır o koltuktan...
ve hiç bir zaman neler kaybettiğinin farkında olmayacak ...
yazık...


17 Şubat 2015 Salı

NERESİNDEYİZ

yine içimde her şeye bir karşı duruş, bir isyan derken delice bir heyecan! oda ne mesleğimi seviyorum mu ne (kosmos korusun)

tamda benim bu işte ne işim var derken bir ışık yandı bugün gencecik beyinlerin neden bu kadar anlamsız meselelerle dolmuş olabileceğini anlayamamış olan ben farkına vardım ki bu öğrenciler hayatlarında bir rehberle karşılaşmamışlar

öğrencilere girecekleri sınava dair benim gayet normal gibi paylaştığım bilgiler onlar tarafından ilk defa duyuluyormuş gibi karşılanınca anladım ki sorun biz rehberlerde

ve dedim ki kendi kendime bu öğrencilere daha eğitim hayatlarının en başında bir rehber verilmiş olsaydı ne olurdu?

çooook şey olurdu bugün mesele diye tartıştığımız her şey aslında bizim meselemiz değil bu sorunu aşamamış ülkelerin meselesi olurdu.

peki bu eğitimi verdirecek eğitim sistemi nasıl oluşturulabilirdi?

onu da düşündüm aklımdan öğrenmiş olduğum birçok eğitim tekniği birçok eğitim modeli ülkeler örnekleriyle geldi geçti ve ben sonunda bunların hiçbirinin bir anneyi eğitmekten daha önemli olamayacağını düşündüm

bir kadın demek bir oğul demek bir kız demek bir eş bir rehber demek ve kadın demek ülke demek bunu anlarsak eğer yeri yerinden oynatırız haberiniz ola

12 Şubat 2015 Perşembe

ilkel insan

birincil ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere kurulmuş saçma oyuncaklar gibi hayatımızı devam ettirmeye niyetli olan bizler durup düşünsek ne olurdu acaba

gelin birlikte düşünelim yada her zaman olduğu gibi sizin yerinize birileri düşünsün sizde sanki düşünmüş gibi yapıp mutlu olun

öncelikle ortasına doğduğumuz aile, birincil ilişkilerimiz, çalıştığımız saçma işler, sonradan oluşturduğumuz evcilik misali evlilikler. . . . . .

bunların hepsini sosyal hayatın olmazsa olmazı diye önümüze sunan hayat değil de bizler miyiz acaba

elimizden giderse devam edemeyeceğimizi düşündüğümüz yaşam bunların varlığıyla örüldüğünden bu halde olabilir mi  yokluğu halinde daha özgür hareket etme yetisi verilebilir mi insana

hangimizde var olduğunu düşündüğümüz bu sosyal çevremizi bırakıp kaçma cesareti olabilir ve bu cesaretle hareket etmiş insanlar bu duruma ne kadar dayanabilir

.. .. . . . .
. . . . . . . .

ve bence hayatı artık yorumlayarak yaşama zamanı gelmiştir